"Ben-Sen-O" Feminist Bir Ressam'ın Gözünden Kadınların Sessiz Hikayeleri
Sanat toplumsal cinsiyet rolleri ve kadın bedeninin temsili konusunda en güçlü araçlardandır. Mecal Tanbuğa Kara'nın "Ben-Sen-O" Başlıklı seri resimlerinde; Tahta mankenler ile 
Turkuazın mistik dansı, sanatçının iç dünyasının yankılarına dönüşüyor. İzleyicide toplumsal cinsiyet rolleri hakkında sorgulama sağlarken, beden ve kimliğin özgürlüğünü kutlayan bir manifesto olarak karşımızda duruyorlar.
Kadın Bedeni ve Statü Üzerine
Kadın bedeni, tarih boyunca sanatın merkezinde yer almıştır. Ancak bu temsil genellikle erkek bakış açısından şekillenmiştir. Kara sanatında, kendi perspektifinden, bir kadın olarak nasıl hissetiğini yansıtmayı amaçlıyor. Bedeni nesneleştirdiği eserleri; bedenin duyguların, deneyimlerin ve düşüncelerin taşıyıcısı olduğuna vurgu niteliğinde. Tahta Mankenler genellikle sanatçıların insan formunu çizmek için kullandıkları araçlardır. Kara'ya göre Vitrin mankenleri ise bize nasıl görünmemiz gerektiğini fısıldayıp duruyorlar. Eserlerinde mankenlerin sert ve hareketsiz duruşları, kadınların toplumdaki sınırlı hareket alanını ve seslerinin bastırılmasının birer meteforu niteliğinde. Çocukken gezdiği köy ve kasabalar Kara'nın sanatında derin izler bırakmış. Bu bölgelerde gördüğü kadınların yaşamları ve toplumdaki statüleri,eserlerinin temelini oluşturuyor. Bir önceki seri resimleri "Gaia"
serisi de bu şekilde doğmuş.
Ressamın İçsel Yolculuğu
Ressamın elleri bu mankenleri şekillendiriken, onun kendi varoluşunu sorguladığını hissedebiliyoruz. Turkuaz renkler, Ressamın
paletinde mistik bir dansa katılıyor. Bu renk tonları
denizlerin derinliklerini hatırlatıyor bize. Renklerin derinliği sanatçının iç dünyasında bir denge arayışını simgeler nitelikte. Monokrom karmaşıklığı basitliğin içinde gizler. Kara'nın eserleri bu sade renklerle derin bir anlam yaratırken, her gölge, her çizgi, bir hikayenin parçası. Işığın ve gölgenin dansı mankenlerin etrafını sarmalıyor. Bu mistik mekan, hayal ile gerçeğin kucaklaştığı bir yer. Sanki fırçası ile bir sırrı çözmeye çalışıyor. Belkide bu mistik mekan kendi iç dünyasında ki bilinmezlerin bir yansıması.
Feminist Sanat'ın Gücü
Feminist sanat toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları, konusunda farkındalık yaratma gücüne sahiptir. Kara eserlerinde, kadınların seslerini yükseltmelerine ve toplumda daha görünür olmalarına katkıda bulunmayı hedeflerken, kadınların hikayelerini, deneyimlerini ön plana çıkarmak için bir platform olarak hizmet ediyor. İnsanın kendi olamaması, bireylerin toplumsal baskılar ve beklentiler yüzünden kendilerini ifade edememelerini betimlediği eserleri, Sanatın bu baskıların üstesinden gelme ve özgün kimliğimizi kutlama çabamızı destekliyor. Eserleri izleyicilere kendi beklentilerini keşfetme ve toplumsal kalıpların ötesine geçme cesareti vermek için tasarlanmış.
Sanatçı, amacını sanatı aracılığıyla kadınların güçlenmesini teşvik derken, toplumsal değişime de katkıda bulunmak olarak ifade ediyor. Ressamın eserleri, bedenlerin sessizliğinde, turkuazın büyülü dünyasında, ve monokromun sakinliğinde yatıyor. İzleyicisini içsel bir yolculuğa çıkarıyor. Ressamın gözünden bakıldığında her tuval ayrı bir hikaye anlatıyor ve her renk bir duygu taşıyor. Devinim Art sanat ekibi olarak bu eserlerin derinliğini keşfetmek bizim içinde büyük ayrıcalık.
Turkuazın mistik dansı, sanatçının iç dünyasının yankılarına dönüşüyor. İzleyicide toplumsal cinsiyet rolleri hakkında sorgulama sağlarken, beden ve kimliğin özgürlüğünü kutlayan bir manifesto olarak karşımızda duruyorlar. Kadın Bedeni ve Statü Üzerine
Kadın bedeni, tarih boyunca sanatın merkezinde yer almıştır. Ancak bu temsil genellikle erkek bakış açısından şekillenmiştir. Kara sanatında, kendi perspektifinden, bir kadın olarak nasıl hissetiğini yansıtmayı amaçlıyor. Bedeni nesneleştirdiği eserleri; bedenin duyguların, deneyimlerin ve düşüncelerin taşıyıcısı olduğuna vurgu niteliğinde. Tahta Mankenler genellikle sanatçıların insan formunu çizmek için kullandıkları araçlardır. Kara'ya göre Vitrin mankenleri ise bize nasıl görünmemiz gerektiğini fısıldayıp duruyorlar. Eserlerinde mankenlerin sert ve hareketsiz duruşları, kadınların toplumdaki sınırlı hareket alanını ve seslerinin bastırılmasının birer meteforu niteliğinde. Çocukken gezdiği köy ve kasabalar Kara'nın sanatında derin izler bırakmış. Bu bölgelerde gördüğü kadınların yaşamları ve toplumdaki statüleri,eserlerinin temelini oluşturuyor. Bir önceki seri resimleri "Gaia"
serisi de bu şekilde doğmuş.
Ressamın İçsel Yolculuğu
Ressamın elleri bu mankenleri şekillendiriken, onun kendi varoluşunu sorguladığını hissedebiliyoruz. Turkuaz renkler, Ressamın
paletinde mistik bir dansa katılıyor. Bu renk tonları
denizlerin derinliklerini hatırlatıyor bize. Renklerin derinliği sanatçının iç dünyasında bir denge arayışını simgeler nitelikte. Monokrom karmaşıklığı basitliğin içinde gizler. Kara'nın eserleri bu sade renklerle derin bir anlam yaratırken, her gölge, her çizgi, bir hikayenin parçası. Işığın ve gölgenin dansı mankenlerin etrafını sarmalıyor. Bu mistik mekan, hayal ile gerçeğin kucaklaştığı bir yer. Sanki fırçası ile bir sırrı çözmeye çalışıyor. Belkide bu mistik mekan kendi iç dünyasında ki bilinmezlerin bir yansıması. Feminist Sanat'ın Gücü
Feminist sanat toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları, konusunda farkındalık yaratma gücüne sahiptir. Kara eserlerinde, kadınların seslerini yükseltmelerine ve toplumda daha görünür olmalarına katkıda bulunmayı hedeflerken, kadınların hikayelerini, deneyimlerini ön plana çıkarmak için bir platform olarak hizmet ediyor. İnsanın kendi olamaması, bireylerin toplumsal baskılar ve beklentiler yüzünden kendilerini ifade edememelerini betimlediği eserleri, Sanatın bu baskıların üstesinden gelme ve özgün kimliğimizi kutlama çabamızı destekliyor. Eserleri izleyicilere kendi beklentilerini keşfetme ve toplumsal kalıpların ötesine geçme cesareti vermek için tasarlanmış.
Sanatçı, amacını sanatı aracılığıyla kadınların güçlenmesini teşvik derken, toplumsal değişime de katkıda bulunmak olarak ifade ediyor. Ressamın eserleri, bedenlerin sessizliğinde, turkuazın büyülü dünyasında, ve monokromun sakinliğinde yatıyor. İzleyicisini içsel bir yolculuğa çıkarıyor. Ressamın gözünden bakıldığında her tuval ayrı bir hikaye anlatıyor ve her renk bir duygu taşıyor. Devinim Art sanat ekibi olarak bu eserlerin derinliğini keşfetmek bizim içinde büyük ayrıcalık.